Fearless ( Korkusuz)



Filmin konusu kısaca, Max adlı karakterimizin uçak kazasından sağ çıktıktan sonra, başka bir karaktere bürünmüşcesine, alerjisi olduğu halde yediği meyve, girişi yasak yerlere girme, aniden atıldığı trafiğin arasından ilerleme ve bir nevi ölüm ile dans edercesine davranışlar sergiler. Eşi, Max'i anlayabilme mücadelesine girişir. 



Film mısır tarlaları arasında yürüyen insanlar , uğultu, ve tarladan çıktıkları anda oradaki insanların tanrının yüceliğine inanışlarını gösterme üzerine dizlerine çöken bir adamın görüntüsü ile başlar ve devamında görüntü yavaşlatılarak Max’ in etrafı izleyerek yürümesi , çığlıklar , yanmış insan bedenleri ile son bulur. Kaza ambiyansı ses efektleri , detay çekimler ve kurgudaki atlamalar ile verilir. Bu sırada hala devam eden , kulaktaki uğultu efekti , henüz o atmosferden çıkamayan Max’in psikolojik durumunu bizlere gösterir. Max’in dağları izlemesi bir arayış, özgürlük ve kaçış simgesi olabilir. Taocu inançta yol, insanın kaderini ve onun gerçekleşmesini sembolize eder. Max sürekli hayatın anlamını bulma çabasındadır. Kendi kendine sorgular , düşünür ve olaylar karşısında tepkileri farklılaşır. Filmde sıklıkla bel çekim, yakın çekim ve detay çekim görürüz. Oğlunu okul servisine bindireceği sırada evinin kapısından çıkarken bir çok gazeteci ile karşılaşan Max , arka arkaya sorulan soruların derinliğinde boğulur ve anlık bir manevra ile oradan koşarak uzaklaşır. Yönetmen Weir , Max’in boğuluşu ve sonrasındaki kaçışını yakın çekim ile takip yaparak sallantılı bir biçimde seyirciyi rahatsız eder. Bu sahneyi başka bir yönetmenin filminde görsek amatörce diye yorumlayabiliriz belki de. Hayatın sıradanlığı ve zamanın monoton akışına karşıt olarak Max , alerjisi olduğu halde çileği , yasak olduğu halde yürüdüğü köprüyü ve aniden atladığı yoldan karşıya geçişinden sonra ‘’ yapamıyorsun, canımı almak istiyorsun ama başaramıyorsun’’ sözüyle vurgular yönetmen. Uçak düşmeden önce flashbackler ile Max’in uçakta sürekli panik halinde olduğu ve korkusunu bizlere sunan yönetmen, uçak düştükten sonra bambaşka bir kişiye bürünmüş bir Max’ i karşılaştırma fırsatımız olur. Aslında burada ifade edilmek istenen şey , yaşanılan travmadan sonra bir nevi yeniden doğuştur.


Filmin bir sahnesinde Max’in baktığı tabloda , ikonografik olarak göğe havarileri ile yükselmiş bebek İsa vardır. İsa çarmıha gerilirken ellerinden çivileniyor. Baş parmak İsa’yı diğer dört parmak ise havarileri simgeliyor. Filmdeki anlamı olarak da şöyle diyebiliriz ; İsanın ellerinden çivilenmesi ve tablodaki yeniden  doğuş , filmde Max’in uçak kazası yapıp yeniden doğması ile ilişkilidir. Bu ilişkiye bir örnek olarak da Max’in kazadan sonra gittiği otelde duştan çıktıktan sonra aynada kendisine bakması ve tablodaki yara izi gibi bir çiziğin Max’te de bulunmasıdır ve hatta Carol ile gittikleri kilisedeki Çarmıhtaki İsa görüntüsündeki çizik tam olarak Max’in çiziği ile aynı yerdedir. Bunlara paralel olarak önce bir çöküş daha sonra dirilip kendini buluş görülüyordur. Kamera hareketleri de buna pareleldir. Bu paralellik yönetmenin kazadan sonra Max’in duştan çıktığı sırada kameranın yükselmesi ve çiziği seyirciye göstermesi, aynı şekilde kilisede de çarmıhtaki İsa’nın görüntüsünü , tilt up yaparak çiziğin görüldüğü sırada sonlandırır. Filmde bolca dini simgeler vardır.  Max’in Carla’yı ziyareti sırasında evde netlik karakterlerin üzerinde de olsa arka planda dini tablolar vardır ve Max , Carla’nın odasına gireceği sırada kapıda ‘İsa benim en iyi arkadaşım yazısı vardır’.


Filmin yönetmeni konuya yaklaşmayı ve konudan uzaklaşmayı içeren görsel bir kurgu yöntemi uyguluyor. Oyuncuları bel çekiminde görüntülediği için doruk nokta yaklaşırken göğüs çekimine ya da yakın çekime geçebilir. Daha sonra yeni bir doruk noktanın oluşumundan önce seyirciye dinlenme olanağı sağlamak için bel çekime geri döner. Son sahneye gelindiğinde yaşananlar Hristiyan inancına ve İsa’nın hayatına gönderme vardır. Max’in eşinin baktığı resimlere benzeyen Rönesans tabloları vardır. Bir insanın ışığa doğru yürümesi doğru yolu bulduklarına işaret ediyor olabilir. Doğru yolun ışık olduğunu düşünüyorlar ve dini tasvirlerde insanlar cehennemde günahlarından arındıktan sonra beyaz ışığa giderler. Filmin başında Max’in arkadaşı ile görüştüğü sırada alerjisi olduğu halde çileği yemesi ve arkadaşına uzatıp ‘’yasak meyve her zaman güzeldir’’ sözünün altında yatan anlam, sonradan yaşananları göz önünde bulundurarak ortaya çıkan şey, yasak meyvenin tevratta Adem ile Havva’nın yasak birlikteliği ve yasak meyvenin yenmesinin kötü olduğu, yasak meyvenin yendiği zaman kişiye zarar vereceğidir. Filmin sonunda çileği yiyemeyerek yere düşüp rüya gören Max, beyaz ışığa yani artık doğru yola geldiğinin simgesi olabilir. Olay örgüsü tamamen incil ve Tevrat üzerine kurulmuş diyebiliriz belki de.

                                         


 Çağatay Düz

Yorumlar

Popüler Yayınlar